Açıklama
ÖNSÖZ
Bugün Nevrozlar 5 – Obsesif (Saplantılı) Nevroz kitabımızı elimizde tutmanın kıvancını yaşıyoruz. Kıvancımızın başlangıcı, Celal hocamızın ‘insana ve kendine’ dediği gibi, ‘sevgi dolu bakışıyla’ gerçekleşti.
Sanırım aranızda Odağ Psikoterapi Eğitim Derneği’nin ilk adımlarını bilenler de vardır. O dönemde, yani 1994-95 yıllarında, İzmir Hatay’daki küçücük evimizin küçücük salonunda grup terapisi toplantıları ve verilen kısa aralarda küçücük mutfağımızda içilen çaylarla beraber toplantılar devam ediyordu. Komşularımızın “yine arılar doluştu” tabirleri kulaklarımda ve olanları izlerken yaşadığım şaşkınlığı halen hissederim. Çok sorardım kendime, “Bu yoğunlukla neler konuşuluyor, neler paylaşılıyor?” diye. Ama bir taraftan da biliyordum ki, sormak nafile. Bir dönem sonra artık evdeki toplantıların sayısal olarak ihtiyacı karşılayamayacağı ve komşularımızın da bu duruma uzun süre dayanamayacağı anlaşıldı. Psikoterapi eğitimleri derneğimizin çatısı altında geliştirilmeye başladı ve bugüne kadar yayınlanan kitaplar eşliğinde devam ettirildi. Hepimizin hocası Celal Odağ’ın ve eşi Belir Odağ’ın desteğiyle oluşturduğu bu bilimsel zenginliğin tohumları o günlerde atılmıştır.
Hepimiz, fedakarlıklarımızla bugüne getirdiğimiz bu çatının emekçileriyiz. Bu bağlamda kitabımızın yazarları sayın İrem Erdem Atak, Birgül Aydın, Alper Bayrak, Saniye Korkmaz Çetin, Selin Mızrak Demet, Zeynep Kotan, Vahap Ozan Kotan, Esma Wieacker ve bitmek bilmeyen bir özveri ile hem yazar hem de editör olarak kitabımızın basımında büyük katkısı olan saygıdeğer Ali Algın Köşkdere’ye içten teşekkürlerimi sunmayı bir borç bilirim.
Nevrozlar dizisinin 5. kitabının saplantı zorlantı nevrozunu işlemesi günümüzde ayrıcalıklı bir önem taşır. 2020 senesinin şubat ayından itibaren Covid-19 virüsüne yönelik evrensel pandemi şartları bir yandan, küresel ısınmanın getirdiği iklimsel sorunlar bir yandan, demokrasinin mücadele ettiği siyasi şartlar ise diğer bir yandan insanoğlu bir hayli büyüyen zorluklarla karşı karşıya kalır oldu. Nesne yitimi korkuları, özerkliğin kaybedilmesi korkuları ve bu gibi korkulara karşı (büyüsel, tümgüçlü) savunmalar tüm şiddetleriyle kendilerini göstermeye başladılar. Devletin koruyan ve kucaklayan kanatları aranırken, aynı zamanda baskıcı ve yasaklayıcı tutumu ile özellikle gençlerimiz kendilerini tamamen etkisiz kılan, çaresiz bir konumda buldular. Yaratıcı özellikleri kısıtlandırıldı, hareket edebilecekleri alanları daraldı, sosyal iletişimleri dijitalleştirildi. Bu denli baskı yaratan şartların Hocamız Celal Odağ’ın betimlemesiyle “gizil isyankarların” çoğalmasına sebep olması kolaylıkla aklımıza gelir.
Zorlantılı davranış bozuklukları, daha sıkça rastlanan semptomlar arasında olduğu gibi, bizler de terapi odalarımızda kendimizi yansıtmalı özdeşleşmelerin yoğunlaştığı bir konumda bulduk. Sakar eylemlerimiz (Fehlleistung), yadsımalarımız (Verleugnung), kaçınmalarımız (Vermeidung) arttı. Sanki hastalarımızın korkularından sakınır olduk. Kuralcılığın baskın geldiği, hastalığın ve böylelikle ölümün yakınlaştığı bir gerçeklikte, güvensizlik sonucu; analitik dinleme zorlaşır, serbest çağrışımlarımız engellenir. Bu anlamda da saplantılı zorlantılı bir dinamiğin tam ortasında bulduk kendimizi.
Hastalarımızın sağaltımlarını nasıl sürdürebileceğiz ve onlara özgür bir alan sunmaya nasıl devam edeceğiz? Bu soruyu tatmin edici bir yanıt ile cevaplayabilmek zor gelmiştir bana. Nevrozlar 5 – Obsesif (Saplantılı) Nevroz isimli eserimizin sadece bu anlamda değil, kuramsal bilgilerimizi ve klinik tecrübelerimizi genişletecek çok önemli bir yerde durduğu kanısındayım.
Bir dahaki sayımızda buluşmamız dileklerimle!
Ilgın Odağ-Wieacker, Köln, 1 Ocak 2023
Değerlendirmeler
Henüz değerlendirme yapılmadı.